4 Mart 2014 Salı

Isırık

Yeşil bir elma vardır insanın elinde, kendinden ayrıymış gibi elinde taşır.
Çıkan sesler yerken, acıklıdır aslında! Acımasızdır. Hart hurt..Katır kutur, katır kutur..Heves büyüktür, acımasız seslere karşı acımasız bir zevk duyulur. 
Sonra da acı duyulur.
İnsanların, bizim, vücudumuza, ruhumuza davranış şeklimiz aynen böyledir. İncitmeyi çok iyi biliriz, ruhumuzu ayırır bedenimizden, elimizle ezer, suyunu çıkarırız. 

Bedenim ısırık dolu benim. 22 yılda verebileceğim tüm zararı verdiğimi düşünsem de, hala zarar vermeye devam etmekteyim. Küçük bir kaşıntı, ya da üç güne kaybolan bir morluk gibi değil bu.."Kendini yiyip bitirme" derler ya, bu o işte! Duygu ülseriyim ben, her acı anı, her gün yiyip bitirir beni. Çünkü ben "unutmayan kadın"ım, istesem de unutamam. Kimseyi, ve asla. İlginç bir referans olacak ama, Doctor Who'da Doktor bir kere aynen şöyle demişti: "Dünya üzerindeki herkes önemlidir". Benim için herkes, bütün yüzleri ve geçmişiyle, geleceğiyle, inancıyla, önemli oldu. Ve her kayıp, her ısırık beni aşil tendomuma gelmişçesine yakaladı. 

Akrabalarımdan birilerinin ölümüne hiç tanık olmadım, dedeleriminki hariç..Ama aileden birini kaybetmenin acısını defalarca duydum. Suç çoğu zaman bendeydi, ama daha az kalbimin kırılacağı anlamına gelmezdi ki..En büyük zararı işte bu yüzden ben verdim ya kendime zaten, zira ben kimi kaybettiysem kendimden de bir şeyler gitti..Ve hiçbir kaybımı bir dakika bile unutmadım. O yüzdendir yüzümde, her an patlayıp yağacakmış gibi duran bir bulut vardır. 

Ne kadar tanımlayabilirim bilemiyorum, aileden saydığın birini kaybetmeyi..ama en sonunda, kaybetmene sebep olan yolların hiçbiri anlamlı gelmez, açıklanamaz, boğaza sıralanır. bir hıçkırıkla hafifletilir düğümler, fakat asla çözülmez..Kördüğümdür onlar, işte biz kendimize geri dönülemeyen ısırıklar bahşederiz böyle..Ve yaşamaya devam etmeye çalışırız. Bazen günün her saati özkonuşmalarla geçer, ikna etmeye çalışırız devam edebildiğimize dair..Çoğu zaman bu bir yanılgıdır. bir uyuşturucudur. 

Umutsuz değilim ben. Geleceğe doğru yürümekteyim stresli de geçse, ama ayaklarımı hafifçe sürüyerek..Ben unutamam çünkü.

Turuncu bir bere ona, diğerlerine bir şey ifade etmeyebilir, ama güzel bir çocuğu kaybettim ben. Ya da pembe bir çorap, veya küçük, komik, sevgi dolu iki heykelcik; ve sonra, belki binlercesi bahsedemediğim.Veremediğim hediyelerim, yazamadığım şiirlerim, zamanını yakalayamadığım aşklarım, odamın köşesindeki sandığımda, bir sürü uktelerim var benim..Çok şükür ki, tutunabileceğim, nanosaniyede olsa da yakalayabildiğim anılarım..

Katır, kutur..
Her şey iyi olacak.