10 Ekim 2013 Perşembe

Baba

Farklı işte o.
Bazen hiç olmaması gibi.Bazen de bir var bir yok olması gibi.Beklemek delice, gibi. Bekleyememek gibi..
Çiçekli nevresiminin yanına bir kutu puro olmaması gibi. Bira sohbetleri ya da..Ya da para, ama zenginlik ya da maddiyat anlamında değil, ihtiyacın için çırpınan olmaması gibi..
Babalık böyle işte.Bir öyle, bir böyle gibi. Masal gibi..
Kötü sonla bitmesi, ama sonuyla yaşamayı öğrenmek gibi de masal değil işte..
Anıların bile bozuk fotoğraflar halinde olduğu bir şehirde ağlamamayı öğrenmeye çalışmak, ama başaramamak gibi. Baba böyle birşey işte.

6 Ekim 2013 Pazar

"Kar Yağıyor"

"Kar yağıyor.."
Biz İzmirliler karın her şeyini severiz. Dalga da geçilir arada sevgimizle, ama bir şey bu kadar güzel olup bu kadar az uğrarsa sana, her gelişi mucizeymiş gibi gelir. Benim için "Kar yağıyor", kişisel sözlüğümde bir deyim olarak yer alıyor. Ne zaman aşkla dolsam, hayatla, evrenle aynı anda hareket ediyor ve nefes alıyor olduğumu hissediyor olsam, ki bu anların bir kısmında alkolle rahatlamış oluyorum, gözlerim kısılı halde "Kar yağıyor" diye fısıldarım. O yumuşak dokunuşunu taneciklerin, soğuğun sağlığını ruhumda yaşayıveriyorum işte. Evrenin merkezinden parmak uçlarıma, parmak uçlarımdan aklımın tepesine, oradan da gökyüzüne ve ötesine çıkan ince, damarımsı, hayat veren, nefes aldıran çizgiyi hissettiğimde kar yağıyor bana.
Öpülmek boynundan geçmişin kalıntılarının biriktiği yere kadar...Yaşam çizgin boyunca öpülmek, görmek olmakta olanı, hissetmek, ne fazlası ne azıyla, altını üstüne getirmeden görmek. Müziği duyabilmek ve ona uzanabilmek..

"Bu kadar basit işte!" diye ahkam kesilir ya, hiçbir şey, hiç kimse, hiçbir olay o kadar basit değildir..
"Kar yağıyor"ken başka işte..O zaman her şey berrak, serin ve huzurlu!
O zaman akıyorum, yağıyorum, esiyorum, yaşıyorum. Bu kadar basit :)